Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Multidisipliner Bakış
2023 yılı Şubat ayında, yaşanan büyük depremin 2 gün sonrası genç fizyoterapist meslektaşımdan gece yarısı deprem olan aynı saat ve dakikada aldığım bir mesaj, hayatımda derin bir iz bırakarak, bu kitabın temellerini attı. Bugün için o gece, genç bir fizyoterapistten gelen çağrı, sadece bir meslek dayanışmasının ötesinde, umudun ve dayanıklılığın nasıl büyüyebileceğini göstermekte... Mesaj, deprem bölgesinde yaşayanların fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetlerine erişiminin önemini vurguluyordu ve aynı zamanda sosyal medyada biraraya gelen 3.000 meslektaşlarımızın bu süreçte gönüllü olarak nasıl katkı sağlayabileceklerini ortaya koyuyordu.
Aldığım bu mesajla mecazi anlamda beni enkaz altından kurtardı…
Fizyoterapistlerin afet durumlarında oynayabileceği kritik rolü daha geniş bir perspektifle ele alma ihtiyacını hissettim. Afet anında ve sonrası erken / uzun dönem rehabilitasyonun, yalnızca fiziksel iyileşmeye değil, aynı zamanda bireylerin, ailelerin ve toplumların yeniden inşası sürecine olan katkısı da hayati önem taşıdığı bir gerçek…
Bu farkındalıkla depremin ilk haftasında Türkiye Fizyoterapistler Derneği’nin hizmet içi eğitim komisyonunun katkılarıyla afet döneminde fizyoterapistlerin rol ve sorumluluklarına dair sosyal medyada eğitim programları oluşturuldu. Depremin ilk ayında ise yine Derneğimizin işbirliği ile Sağlık Bakanlığı’na “Afetlerde Fizyoterapistlerin Rolü ve Sorumlulukları” sertifikasyon eğitim modülünü hazırlayıp sunduk. Aynı zamanda bu kitabın hazırlıklarına da başladık. Depremin 2. yılında sizlere ulaştırabildik.
Elinizdeki bu kitapta ele alınan “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon” yaklaşımı, afetin hemen ardından ilk yardım kapsamında yapılacaklardan, ilk üç ayı kapsayan erken rehabilitasyon sürecinden, en az 6 yıl devam edeceği öngörülen uzun dönem rehabilitasyon sürecine kadar uzanan kapsamlı bir bakışı içermektedir. Erken müdahale, multidisipliner bir ekip çalışması, toplumsal farkındalık ve bilimsel bilgi birikimi ile bu süreçlerin etkin yönetimi mümkün olabilir.
Bu kitabın, hem öğrenci hem de mezun fizyoterapistler başta olmak üzere tüm meslektaşlarım için bir rehber niteliği taşımasını umut ediyorum. Afetlerin fiziksel ve duygusal yaralarını sarmak için her birimiz bir adım daha ileri gidebiliriz. Bu umudu paylaşarak, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.
Bu süreçte emek veren, katkı sağlayan ve umutlarını kaybetmeyen herkese teşekkür ederim.
Hatice Reyhan ÖZGÖBEK
Üniversite öğrencilerine yönelik afet eğitimi, geleceğin liderlerinin doğal ve insan kaynaklı krizlere etkin bir şekilde müdahale edebilecek şekilde yetiştirilmesinde büyük bir öneme sahiptir. Üniversiteler, afet yönetimi konusunu akademik müfredata dâhil ederek, öğrencileri riskleri azaltma, acil durumlara müdahale etme ve iyileştirme süreçlerinde gerekli bilgi ve becerilerle donatmalıdır. Bu eğitim, afetlerin (depremler, seller, orman yangınları gibi) bilimsel temellerini öğretmek, pratik acil müdahale stratejileri geliştirmek ve toplumda farkındalık yaratmak gibi alanlarda olmalıdır. Ayrıca, afet eğitimi, eleştirel düşünme, takım çalışması ve liderlik gibi becerileri de teşvik eder. İklim değişikliği gibi küresel sorunlar, afetlerin sıklığını ve şiddetini artırırken, öğrencileri afet eğitimi ile güçlendirmek, daha dirençli toplumlar kurmaya ve kamu güvenliğini sağlamaya yardımcı olacaktır.
Ülkemizdeki “6 Şubat 2023” depremine bizzat tanıklık eden bir sağlık profesyoneli olarak, kriz yönetiminin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu deneyimleyerek öğrendim. Bu tecrübe, afetlere dair hem teorik hem de uygulamalı eğitimin önemini gözler önüne serdi. Bu düşünceden yola çıkarak, değerli editörler ve bölüm yazarlarıyla birlikte bu kitabı hazırlayarak yayınlamayı ve üniversitelerde sağlık bilimleri eğitimi gören öğrencilere katkı sağlamayı amaçladık. Bu kaynağın, faydalı ve yol gösterici olmasını temenni ediyorum.
Uğur CAVLAK
6 Şubat depremi olduğunda ailecek anında haberdar olduk ve o bölgede yaşayan arkadaşlarımızı aradık. Hepsine ulaşabildik ve iyi olduklarını öğrendik. Daha önce 1999 depremini yaşamıştık ve depremzedelerle İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışmıştım. Görüntüler, haberler gelmeye başladıkça kendime hem bir vatandaş hem de bir fizyoterapist olarak “24 yılda neler yapmışız, neler öğrenmişiz?” diye sorguladığımda yanıtım “Çok az şey:..” oldu. Bu düşüncelerimden birkaç gün sonra “Deprem için bundan sonraki süreçlere meslek olarak daha hazırlıklı olmak için ne yapabiliriz?” fikriyle beni arayan Reyhan Hoca ile bu kitabın hazırlanma serüveni başladı.
Çok disiplinli çalışmalar yapmak kıymetli olduğu kadar zordur. Fizyoterapi özelinde başladığımız bu yolda bize diğer disiplinler de çok önemli katkılar verdiler. Bu kitabı eline alan tüm okurlarımızın afet yönetimi ile ilgili bilgilere ulaşabileceğini ve faydalanacağını düşünüyorum. Ancak en büyük dileğim ülkemizde 6 Şubat gibi depremlerin ve afetlerin tekrar yaşanmamasıdır.
Arzu RAZAK ÖZDİNÇLER
Afetler kaçınılmaz doğa olayları olmakla birlikte, önce âfetlerden en az düzeyde etkilenmek için her ne kadar, inşaat ve mimarî açıdan altyapımızın güçlendirilmesi çok önemliyse de, bir diğer önemli konu, stratejik açıdan toplumsal farkındalığın arttırılması ve bunun özellikle sağlık ve eğitim alanında geliştirilmesidir. Bu farkındalık örneğini, 6 Şubat depremlerinin hemen ardından, ülkemizin her köşesinden, meslektaşlarımızın katıldığı haberleşme ve yardımlaşma köprüsü ile deneyimledik. Etkilenen vatandaşlarımıza fizyoterapist olarak ilk acil yaklaşım ve sonraki aşamalar için neler yapabileceğimiz konusunda hazırlanan gönüllü fizyoterapistlerin görev, bilgi ve deneyimlerini içeren uzun ve kapsamlı liste, ilk 18 saat içinde hazırlanıp Dünya Sağlık Teşkilatı Görevlileri ve onların katkılarıyla Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan ilgililer ile paylaşıldı. Bu konuda emeği geçen meslektaşlarımıza; başta, kurulan Sahra Hastanelerinde ve daha sonraki aşamalarda çalıştıkları kurumlarda, depremzedelere ve ailelerine katkılar veren, onların tedavisinde ve yaşam kalitelerinin daha iyiye ulaştırılmasında emekleri olan tüm sağlık profesyonellerine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Yaşadığımız depremin ilk saatlerinden başlayarak deneyimlediğimiz Fizyoterapi ve Rehabilitasyon’da multidisipliner yaklaşımın önemini, elle tutulur somut bir adım ile okuyuculara sunma onuruna ulaşmamız, destek veren tüm yazarlarımızın kıymetli katkılarıyla gerçekleşti.
Sadece fizyoterapistlerin değil tüm sağlık profesyonellerinin ve öğrencilerimizin bu kitap ile sunulan multidisipliner yaklaşımdan yola çıkarak mesleklerini icra etmelerini ve hatta bunu bir aşama daha ileri götürerek, âfetlerden etkilenen bireyleri transdisipliner bir yaklaşım ile ele alma yoluna gitmelerini dilerim.
Habibe Serap İNAL
Afetler, sadece fiziksel yıkıma değil, aynı zamanda insanların yaşamlarına, bedenlerine ve ruhlarına derin izler bırakan travmalara da neden olur. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremi, bizlere bir kez daha afetlere multidisipliner bir yaklaşımla hazırlanmanın ve hareket etmenin önemini hatırlattı. Bu kitap, bu bilincin bir ürünü olarak hayata geçirildi.
Afetler sırasında ve sonrasında fizyoterapinin rolü, bireylerin fiziksel ve fonksiyonel iyilik hallerini yeniden kazanmalarına yardımcı olmanın ötesine geçerek, toplumsal iyileşme sürecinin ayrılmaz bir parçası olmayı gerektirir. 12 Kasım 1999 Düzce depreminde bir fizyoterapi öğrencisi olarak bu gerçeği yakından hissetmiş biri olarak, bugün değerli hocalarımla birlikte bu kitabı hazırlamak, benim için bir sorumluluk olduğu kadar bir gurur kaynağıdır.
Bu kitabın ortaya çıkmasında büyük katkıları olan Reyhan Hocama, bu fikri bizlerle paylaşarak ilham verdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Multidisipliner Bakış” kitabının, afet yönetiminde fizyoterapinin değerini ortaya koyan bir kaynak olması dileğiyle…
Nuriye ÖZENGİN
Afetler, toplumları derinden etkileyen ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyulan krizlerdir. Bu kapsamda, “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Multidisipliner Bakış” kitabı, fizyoterapi ve rehabilitasyonun afet süreçlerindeki hayati önemine ışık tutan değerli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitap, sadece akademik bilgi birikimini değil, aynı zamanda sahadaki uygulamalardan elde edilen deneyimleri de harmanlayarak, sağlık profesyonellerine rehberlik edecek bir kaynak sunmaktadır. Sağlık alanında,, afetlere hazırlık ve müdahale süreçlerinde nitelikli sağlık hizmetlerinin artırılması için bu tür çalışmaların önemine inanıyor, kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm değerli akademisyenlere ve uzmanlara teşekkür ediyorum.
Gülsen TOPAKTAŞ
- Açıklama
2023 yılı Şubat ayında, yaşanan büyük depremin 2 gün sonrası genç fizyoterapist meslektaşımdan gece yarısı deprem olan aynı saat ve dakikada aldığım bir mesaj, hayatımda derin bir iz bırakarak, bu kitabın temellerini attı. Bugün için o gece, genç bir fizyoterapistten gelen çağrı, sadece bir meslek dayanışmasının ötesinde, umudun ve dayanıklılığın nasıl büyüyebileceğini göstermekte... Mesaj, deprem bölgesinde yaşayanların fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetlerine erişiminin önemini vurguluyordu ve aynı zamanda sosyal medyada biraraya gelen 3.000 meslektaşlarımızın bu süreçte gönüllü olarak nasıl katkı sağlayabileceklerini ortaya koyuyordu.
Aldığım bu mesajla mecazi anlamda beni enkaz altından kurtardı…
Fizyoterapistlerin afet durumlarında oynayabileceği kritik rolü daha geniş bir perspektifle ele alma ihtiyacını hissettim. Afet anında ve sonrası erken / uzun dönem rehabilitasyonun, yalnızca fiziksel iyileşmeye değil, aynı zamanda bireylerin, ailelerin ve toplumların yeniden inşası sürecine olan katkısı da hayati önem taşıdığı bir gerçek…
Bu farkındalıkla depremin ilk haftasında Türkiye Fizyoterapistler Derneği’nin hizmet içi eğitim komisyonunun katkılarıyla afet döneminde fizyoterapistlerin rol ve sorumluluklarına dair sosyal medyada eğitim programları oluşturuldu. Depremin ilk ayında ise yine Derneğimizin işbirliği ile Sağlık Bakanlığı’na “Afetlerde Fizyoterapistlerin Rolü ve Sorumlulukları” sertifikasyon eğitim modülünü hazırlayıp sunduk. Aynı zamanda bu kitabın hazırlıklarına da başladık. Depremin 2. yılında sizlere ulaştırabildik.
Elinizdeki bu kitapta ele alınan “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon” yaklaşımı, afetin hemen ardından ilk yardım kapsamında yapılacaklardan, ilk üç ayı kapsayan erken rehabilitasyon sürecinden, en az 6 yıl devam edeceği öngörülen uzun dönem rehabilitasyon sürecine kadar uzanan kapsamlı bir bakışı içermektedir. Erken müdahale, multidisipliner bir ekip çalışması, toplumsal farkındalık ve bilimsel bilgi birikimi ile bu süreçlerin etkin yönetimi mümkün olabilir.
Bu kitabın, hem öğrenci hem de mezun fizyoterapistler başta olmak üzere tüm meslektaşlarım için bir rehber niteliği taşımasını umut ediyorum. Afetlerin fiziksel ve duygusal yaralarını sarmak için her birimiz bir adım daha ileri gidebiliriz. Bu umudu paylaşarak, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.
Bu süreçte emek veren, katkı sağlayan ve umutlarını kaybetmeyen herkese teşekkür ederim.
Hatice Reyhan ÖZGÖBEK
Üniversite öğrencilerine yönelik afet eğitimi, geleceğin liderlerinin doğal ve insan kaynaklı krizlere etkin bir şekilde müdahale edebilecek şekilde yetiştirilmesinde büyük bir öneme sahiptir. Üniversiteler, afet yönetimi konusunu akademik müfredata dâhil ederek, öğrencileri riskleri azaltma, acil durumlara müdahale etme ve iyileştirme süreçlerinde gerekli bilgi ve becerilerle donatmalıdır. Bu eğitim, afetlerin (depremler, seller, orman yangınları gibi) bilimsel temellerini öğretmek, pratik acil müdahale stratejileri geliştirmek ve toplumda farkındalık yaratmak gibi alanlarda olmalıdır. Ayrıca, afet eğitimi, eleştirel düşünme, takım çalışması ve liderlik gibi becerileri de teşvik eder. İklim değişikliği gibi küresel sorunlar, afetlerin sıklığını ve şiddetini artırırken, öğrencileri afet eğitimi ile güçlendirmek, daha dirençli toplumlar kurmaya ve kamu güvenliğini sağlamaya yardımcı olacaktır.
Ülkemizdeki “6 Şubat 2023” depremine bizzat tanıklık eden bir sağlık profesyoneli olarak, kriz yönetiminin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu deneyimleyerek öğrendim. Bu tecrübe, afetlere dair hem teorik hem de uygulamalı eğitimin önemini gözler önüne serdi. Bu düşünceden yola çıkarak, değerli editörler ve bölüm yazarlarıyla birlikte bu kitabı hazırlayarak yayınlamayı ve üniversitelerde sağlık bilimleri eğitimi gören öğrencilere katkı sağlamayı amaçladık. Bu kaynağın, faydalı ve yol gösterici olmasını temenni ediyorum.
Uğur CAVLAK
6 Şubat depremi olduğunda ailecek anında haberdar olduk ve o bölgede yaşayan arkadaşlarımızı aradık. Hepsine ulaşabildik ve iyi olduklarını öğrendik. Daha önce 1999 depremini yaşamıştık ve depremzedelerle İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışmıştım. Görüntüler, haberler gelmeye başladıkça kendime hem bir vatandaş hem de bir fizyoterapist olarak “24 yılda neler yapmışız, neler öğrenmişiz?” diye sorguladığımda yanıtım “Çok az şey:..” oldu. Bu düşüncelerimden birkaç gün sonra “Deprem için bundan sonraki süreçlere meslek olarak daha hazırlıklı olmak için ne yapabiliriz?” fikriyle beni arayan Reyhan Hoca ile bu kitabın hazırlanma serüveni başladı.
Çok disiplinli çalışmalar yapmak kıymetli olduğu kadar zordur. Fizyoterapi özelinde başladığımız bu yolda bize diğer disiplinler de çok önemli katkılar verdiler. Bu kitabı eline alan tüm okurlarımızın afet yönetimi ile ilgili bilgilere ulaşabileceğini ve faydalanacağını düşünüyorum. Ancak en büyük dileğim ülkemizde 6 Şubat gibi depremlerin ve afetlerin tekrar yaşanmamasıdır.
Arzu RAZAK ÖZDİNÇLER
Afetler kaçınılmaz doğa olayları olmakla birlikte, önce âfetlerden en az düzeyde etkilenmek için her ne kadar, inşaat ve mimarî açıdan altyapımızın güçlendirilmesi çok önemliyse de, bir diğer önemli konu, stratejik açıdan toplumsal farkındalığın arttırılması ve bunun özellikle sağlık ve eğitim alanında geliştirilmesidir. Bu farkındalık örneğini, 6 Şubat depremlerinin hemen ardından, ülkemizin her köşesinden, meslektaşlarımızın katıldığı haberleşme ve yardımlaşma köprüsü ile deneyimledik. Etkilenen vatandaşlarımıza fizyoterapist olarak ilk acil yaklaşım ve sonraki aşamalar için neler yapabileceğimiz konusunda hazırlanan gönüllü fizyoterapistlerin görev, bilgi ve deneyimlerini içeren uzun ve kapsamlı liste, ilk 18 saat içinde hazırlanıp Dünya Sağlık Teşkilatı Görevlileri ve onların katkılarıyla Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan ilgililer ile paylaşıldı. Bu konuda emeği geçen meslektaşlarımıza; başta, kurulan Sahra Hastanelerinde ve daha sonraki aşamalarda çalıştıkları kurumlarda, depremzedelere ve ailelerine katkılar veren, onların tedavisinde ve yaşam kalitelerinin daha iyiye ulaştırılmasında emekleri olan tüm sağlık profesyonellerine sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Yaşadığımız depremin ilk saatlerinden başlayarak deneyimlediğimiz Fizyoterapi ve Rehabilitasyon’da multidisipliner yaklaşımın önemini, elle tutulur somut bir adım ile okuyuculara sunma onuruna ulaşmamız, destek veren tüm yazarlarımızın kıymetli katkılarıyla gerçekleşti.
Sadece fizyoterapistlerin değil tüm sağlık profesyonellerinin ve öğrencilerimizin bu kitap ile sunulan multidisipliner yaklaşımdan yola çıkarak mesleklerini icra etmelerini ve hatta bunu bir aşama daha ileri götürerek, âfetlerden etkilenen bireyleri transdisipliner bir yaklaşım ile ele alma yoluna gitmelerini dilerim.
Habibe Serap İNAL
Afetler, sadece fiziksel yıkıma değil, aynı zamanda insanların yaşamlarına, bedenlerine ve ruhlarına derin izler bırakan travmalara da neden olur. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremi, bizlere bir kez daha afetlere multidisipliner bir yaklaşımla hazırlanmanın ve hareket etmenin önemini hatırlattı. Bu kitap, bu bilincin bir ürünü olarak hayata geçirildi.
Afetler sırasında ve sonrasında fizyoterapinin rolü, bireylerin fiziksel ve fonksiyonel iyilik hallerini yeniden kazanmalarına yardımcı olmanın ötesine geçerek, toplumsal iyileşme sürecinin ayrılmaz bir parçası olmayı gerektirir. 12 Kasım 1999 Düzce depreminde bir fizyoterapi öğrencisi olarak bu gerçeği yakından hissetmiş biri olarak, bugün değerli hocalarımla birlikte bu kitabı hazırlamak, benim için bir sorumluluk olduğu kadar bir gurur kaynağıdır.
Bu kitabın ortaya çıkmasında büyük katkıları olan Reyhan Hocama, bu fikri bizlerle paylaşarak ilham verdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Multidisipliner Bakış” kitabının, afet yönetiminde fizyoterapinin değerini ortaya koyan bir kaynak olması dileğiyle…
Nuriye ÖZENGİN
Afetler, toplumları derinden etkileyen ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duyulan krizlerdir. Bu kapsamda, “Afetlerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Multidisipliner Bakış” kitabı, fizyoterapi ve rehabilitasyonun afet süreçlerindeki hayati önemine ışık tutan değerli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Kitap, sadece akademik bilgi birikimini değil, aynı zamanda sahadaki uygulamalardan elde edilen deneyimleri de harmanlayarak, sağlık profesyonellerine rehberlik edecek bir kaynak sunmaktadır. Sağlık alanında,, afetlere hazırlık ve müdahale süreçlerinde nitelikli sağlık hizmetlerinin artırılması için bu tür çalışmaların önemine inanıyor, kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm değerli akademisyenlere ve uzmanlara teşekkür ediyorum.
Gülsen TOPAKTAŞ
Stok Kodu:9786256169074Boyut:16 x 24 cmSayfa Sayısı:584Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2025Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:KuşeDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim0,000,0020,000,0030,000,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim0,000,002--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.